28 Nisan 2012 Cumartesi
GÖRMESEKTE
Görmesek de biliyoruz,yeşilin güven,siyahın asalet,pembenin muhabbet ve beyazın temizlik şarkıları söylediğini..
Görmesek de biliyoruz,sönmeyen yıldızların sadece gökte değil yerde de parladığını…
Görmesek de biliyoruz,neşesini,ümüdini,aşkını ,yaşama sevincini kaybedenin başka kaybedecek bir şey olmadığını…
Görmesek de biliyoruz,erkeklerin ağlamadığını,lakin erkek oğlu erkeklerınin ağlamadan duramadığını,
gözyaşını sadece yürekteki ateşi değil,Cehennemi bile söndürmeye kadir olduğunu…
Görmesek de biliyoruz,aşkın gölde,çölde,yolda,dağda,dilde,gülde değil,gönülde olduğunu….
Görmesek de biliyoruz,başlayanın bitirdiğini,yürüyenin vardığını,arayanın bulduğunu,duranın düşdüğünü,düşenin ezildiğini,ezilenin de çözüldüğünü…
Görmesek de biliyoruz,Merhaba’nın bir bardak çay kadar sıcak,Elveda’nın en az zenheri akşamları kadar soğuk olduğunu….
Görmesek de biliyoruz,Bosna da vurulan kuşu,Çeçenya’da bitmeyen kışı,Filistin’de atılan taşı,Bağdat’ta akan yaşı,Kerbela’da kesilen başı….
Görmesek de biliyoruz,ariflerin ağlarken güldüğünü,ve çınarların ayakta öldüğünü…
Görmesek de biliyoruz,en koyu karanlıkların alnında şafak yakındır yazdığını….
Görmesek de biliyoruz,bir çiçekle baharın gelmeyeceğını,fakat bir çiçeğin alnında baharın yazılı olduğunu…
Görmesek de biliyoruz,en büyük körlüğün nankörlük olduğunu,ve en büyük özrün ,elde-ayakta ,dilde dudakta değil,insanlık cevherini kaybetmiş bir beyin de olduğunu….
Görebilenlere ,selam olsun…
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder